Elmalılı Hamdi Yazır Kent Müzesi / Elmalı Antalya
Elmalılı Hamdi Yazır (1878 – 1942) Hak dini Kur’an dili adlı tefsiriyle tanınan son devir din alimlerindendir.
Hak Dini Kur’an ( Kur’an Kerim’in Türkçe Tefsiri ) Atatürk‘ün 1926 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı’na Devlet tarafından verilen talimat üzerine Diyanet İşleri ‘Kur’an’ı çağın icaplarına göre yeniden tefsir edebilecek bir alim aradı ve vazifeli talimat Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır‘a verildi.
Günümüzde önde gelen İslam alimleri tarafından hala en güvenilir tefsir olarak kabul edilmektedir. Atatürk, Diyanet’e gönderdiği yazıda özellikle iki maddenin üzerinde önemle duruyordu. Yeni oluşacak tefsir ‘Ehli Sünnet‘ itikadına ve ‘Hanefi‘ mezhebinin görüşlerine göre hazırlanacaktı. Atatürk‘ün diğer önemli bir isteği ise ‘nasihat ve ibret mahiyeti taşıyan ayetlerin’de genişçe izah edilmesi’ idi. Hüküm içeren ayetlerin de Türk-İslam geleneğinin özellikleri göz önünde bulundurularak yorumlanmasının göz önünde bulundurulmasıdır.
Elmalılı Hamdi Yazır Antalya’nın Elmalı ilçesinde 1878’de doğup 27 Mayıs 1942’de kalp yetmezliğinden İstanbul Erenköy’deki damadının evinde vefat edip Sahrayıcedid Mezarlığı’na defnedilmiştir. Aslen Burdur’un Gölhisar ilçesine bağlı Yazır köyünden olan babası Numan Efendi, Elmalı Şeriye Mahkemesi’nde başkatiplik yapmıştır. Sanatçı Okan Bayülgen’de Hamdi Yazır’ın akrabasıdır
Dedeleri Bekir, Mehmed, Bedreddin ve Hasan efendiler, ilmiye sınıfına mensup olup, Annesi Fatma hanım ise Elmalı hocalarından Sarlarlı Mehmet Efendi’nin kızıdır.
İlk ve orta öğreniminin yanı sıra hafızlığını Elmalı’da tamamlayan Muhammed Hamdi Yazır, tahsiline devam etmek üzere dayısı Mustafa Sarılar efendi ile birlikte İstanbul’a gitmiş ve 1895 yılında Küçük Ayasofya Medresesine yerleşmiştir. Beyazıt Camii’nde derslere devam edip Kayserili Mahmut Hamdi Efendi’den icazet alıp, Of’lu Mahmut Kamil Efendi’den de fıkıh dersleri almıştır.
Siyasi hayatına gelince II. Meşrutiyet‘in ilanından sonra Meclis-i Mebusan‘a Antalya milletvekili olarak girmiştir. Daha sonra ise karşı cephe olan Hürriyet ve İtilaf Fırkası‘nda faaliyetlerini sürdürmüştür. Daha sonra’da sırası ile, Dar-ül Hikmet-ül İslamiye azalığına (Ağustos 1918), Nisan 1919’da ise bu kurumun başkanlığına tayin edilmiştir. Damat Ferit Paşa kabinesinde Evkaf (Vakıflar) Nazırı olarak vazife yapıp, Eylül 1919’da Ayan Meclisi üyeliğine getirilmiştir. Ayrıca İttihat ve Terakki’nin ilim şubesinde görevli olarak hizmette bulunmuştur.
Cumhuriyet döneminde Damat Ferit Paşa kabinesindeki görevleri dolayısıyla, Milli Mücadele aleyhine verdiği kararlarda sorumlu bulunduğu gerekçesi ile gıyabında idama mahkûm edildi ise de, aynı dönemde yeğeni olan Emin Paksüt‘ün kayın-pederi Kel Ali‘ nin başkanlık ettiği Ankara İstiklal Mahkemesi’nde yapılan sorgulaması sonunda suçsuzluğu tespit edilip beraat etmiştir.
Felsefi yönüne gelince bilgi ve varlığın bilimsel olarak araştırıp (Felsefe) bu konuda batılı yazarların eserlerini de tercüme etmiştir. Elmalılı Hamdi Yazır çok büyük mütefekkir, din alimi, eğitimci, felsefeci, tefsirci, hukukçu, fikir ve siyaset adamı, hattat, gazeteci yazar, tarihçi şair, edebiyatçı, araştırmacı, çevirmen ve vakıf uzmanı olmak gibi sadece istisnai değer ve kişiliklerde bulunabilecek bir çok özel sıfatı bünyesinde barındırmış, mana iklimimizi bir kandil gibi aydınlatmıştır.
Hoşçakalın …