İletişim Bilgileri
e-mail: info@fotopanorama360.com
web : www.fotopanorama360.com
Tel: 0542 413 16 70
Merkez Ofis-I : Harem İskele Cd.
Özlem Ap. No:49 D-11
Üsküdar-Çiçekçi / İSTANBUL
Merkez Ofis-II : Düzlerçamı Mh. 6646 Sk. No8
Döşemealtı / ANTALYA
Blog Yazı Kategorileri
- 360 Sanal Tur (32)
- 3D Modelleme (1)
- Aksesuar (17)
- Çeşitli (2)
- Dron / Multikopter (2)
- Fotoğraf Makinası (18)
- Fotoğrafçılık (108)
- Gezi (84)
- Kamping (1)
- Monitör (3)
- Sosyal Medya (2)
- Su Altı (1)
- Tarihi Yerler (11)
- Teknoloji (13)
Etiketler
360
360 derece sanal tur
antalya
antik
diyafram
dslr
en
fethiye
fotoğraf
fotoğrafta
fotoğrafçılık
fotoğrafçılığı
fotoğrafı
gidilir
havadan
ile
ISO
kalesi
kaputaş
Kaş
kenti
koyu
lens
multikopter
müzesi
nasıl
nasıl gidilir
nasıl yapılır
nedir
nerede
objektif
Plajı
pozometre
sanal
sanal tur
sensör
tur
turkey
vadisi
video
yapılır
çekilir
çekim
çekimi
çekmek
IPS Ekran Monitör Nedir?
/in Monitör/tarafından Bülent ErdalISP Ekran, monitör kavramında yeni ve gelişmiş bir teknoloji olmasına karşın, görsel kalitenin önemli olduğu kullanım alanlarında karşımıza çıkmaya başladı. Bizde bu sebeple IPS Ekran’ın ne olduğunu sizinle paylaşmak gereğini hissettik.
IPS Ekran
IPS Ekran nedir; bilinen bir ekran panelidir. Farklı olduğu yönü bu panel sayesinde ekrana her açıdan bakarak, renk kaybı olmaksızın izleme deneyimine sahip olabilmemizdir. IPS Ekran’lar diğer normal monitörlerde yaşanan, “Ekrana tam karşıdan bakma gereği, açıya göre renk değişimi, yansıma kayıplarını” sıfıra indirir. Normal ekranlarda oturma ve bakma açımızı ayarlamamız gerekir. Baktığımız açıya göre renk canlılığı ve görüntü kalitesi, değişir.
IPS Monitör’de ise nerede oturduğumuz, ekrana hangi açıdan baktığımızın önemi olmadığı için her pozisyondan aynı görüntüyü alarak renk canlılığının görselliğini yaşayabiliriz. IPS Ekran’lar diğer normal monitörlerde kullanılan 6 bit renk derinliğini’de 8 bit olarak sunmaktadır. Normal ekranlarda güneşin ekranda yansıması karşısında hemen hemen ekran görünemez hale gelirken, IPS Ekran’lar da ise bu yansıma en az seviyeye indirilmiştir. Ayrıca IPS Ekran’lar enerji tasarrufu ile bütçemize de önemli bir katkı sağlamaktadır.
IPS Monitör
Monitörümüzün IPS Ekran olduğunu nasıl anlarız?
Evimizde ki monitörün IPS Ekran olup olmadığını anlayabilmek için ekrana sağ-sol alt-üst ve çapraz açılardan bakarak ekranda görüntü ve renk kaybı olup olmadığını kontrol ederiz. Şayet her açıdan bakmamıza rağmen aynı izleme deneyimini alabiliyorsak ekranımız IPS Ekran’dır.
Kısaca IPS Ekran diğer normal monitörlerde olan tüm görüntü bozukluklarını gidererek bize net olan görüntü deneyimini sunar.
Hoşçakalın …
Kuş Fotoğrafçılığı ve Kuş Fotoğraf Çekimi
/in Fotoğrafçılık/tarafından Bülent ErdalKuş fotoğrafçılığı kategori olarak “doğa fotoğrafçılığı” olarak değerlendirilse de, genel olarak önemli ayrıcalıklarının olduğu bir “aksiyon” fotoğrafçılığı dır. Sebebi ise fotoğrafını çekmeye çalıştığınız bu uçan canlılar bırakın poz vermeyi, size görünmek istemedikleri gibi büyük çoğunlukla da sizin geldiğinizi önceden fark ederek kaçarlar. Bu yüzden kuş fotoğraf çekimi, çok iyi bir konsantrasyon ve dikkatli olmayı gerektiren bir fotoğrafçılık dalıdır. Fotoğrafını çekmeye çalıştığınız kuşun hangi çalının ya da sazın arkasından çıkacağını, üstelik bu aniden çıkan kuşun hangi yöne doğru uçacağını önceden bilmek veya kestirmek tamamen imkansızdır.
Bu şartlar altında istediğiniz fotoğrafları çekebilmenin çok önemli olan birkaç püf noktası vardır: Bunlar elinizdeki ekipmanı iyi tanımak, kullanım sınırlarını bilmek ve de fotoğrafçılığın temel olan kurallarını çok iyi bir şekilde uygulamak.
Kara Akbaba
Kuş çekimi için geziye çıktığınızda, daha önce hiç görmediğiniz veya çekmeyi çok istediğiniz bazı türler ya da bir kuşun daha önce hiç çekemediğiniz bir pozunu düşünerek gitmiş olabilirsiniz, fakat bu uçucu canlılar için önceden bir program yapmak neredeyse imkansızdır, sizin onların programına uymanız gerekir; örneğin suya dalıp balık yakaladığı andaki bir yalıçapkını, ya da pençelerindeki avıyla birlikte bir yırtıcı kuş gibi.
Bu gibi durumlarda şunu bilmek gerekir: bu gibi istisna pozisyonlar karşınıza hiç çıkmayabilir veya çıkarsa da bu nadir pozisyonun fotoğrafını çekmeniz için çok az zamanınız olacaktır. Bu yüzden konsantrasyonunuzun tamamen bu işe odaklı olması, beklediğiniz an geldiğinde ise en iyi fotoğrafı çekebilmeniz için elinizden gelenin en iyisini yapmanız olacaktır.
Bunun için “netlik”, “net alan derinliği”, “ışık ölçümü” gibi teknik fotoğrafçılık konularına çok hakim olmak gerekir. Örnek olarak güneş gölgesinde kalmış sazlık bir bölgeden kalkan kuş veya kuş sürüsünün fotoğrafını çekerken, kuşların bu gölgeli alandan beyaz bulutların önüne doğru uçtuğunu düşünürsek gölgeli alan ile gökyüzü arasında değişen ışık koşullarını dikkate almamız, bir yandan deklanşöre basmaya hazırlanırken aynı anda kuşun uçtuğu ortama göre’de artı veya eksi pozlama değerlerini çok seri bir şekilde değiştirmemiz gerekebilir.
Kuş fotoğrafçılığı’nda ilk bir kaç gezi sonunda çekim zorluklarının farkına varıp bu iş için gerekli olan bütün yardımcı ekipmanlardan faydalanma yoluna gidilir. Aşağıda kuş fotoğrafçılığı‘nda yoğun olarak kullanılan ekipmanların bir listesi genelde olarak şöyledir:
1. Fotoğraf makinası:
Bütün fotoğraf makinaları bu iş için uygun olmayabilir. Uçucu olan kuş veya diğer türleri çekmek isteyen fotoğrafçının elinin altında “takip edebilme yeteneği yüksek” bir fotoğraf makinası bulunmalıdır.
Fotoğraf makinalarında bulunan “devamlı netleme” yöntemi (Continuous focus – AI Servo- AF-C vb.gibi) makinadan makinaya farklılıklar gösterebilir. Hızlı veya çok zikzaklı uçan kuşlarda bazı fotoğraf makinalar netlemeyi iyi başaramaz. Fotoğrafçı kuşu gözü ile takip etse bile net fotoğrafların çekilebilmesi mümkün olmaz. Bu özelliğin yanında fotoğraf makinasının deklanşöre basılı tutarken “art arda çekebilme hızı” da önemli bir faktördür. Çünkü çoğu kuş özellikle avlanırken insan gözünün görebildiğinden çok daha hızlı hareket eder. Bu sebeple böyle bir anı fotoğraflayabilmek büyük bir ihtimalle bizim göremeyeceğimiz bir ana denk gelecektir. Gözümüz ile göremeyeceğimiz o anın fotoğrafını çekmek ancak deklanşöre basarak arka arkaya o sahnenin fotoğraflarını çekmekle mümkün olacaktır.
Bunun için saniyede en azından 3-5 kare fotoğraf çekebilen fotoğraf makinaları bu tür aksiyon fotoğraflarını çekebilmek için gereklidir. Şayet dalda duran, süzülen vb. gibi kuşların fotoğrafını çekmek istiyorsak o zaman bu özellikli makinalar çok önemli değildir.
Yakın Çekim
2. Süper tele objektifler:
Kuşlara yaklaşabilmek çoğu zaman kolay değildir. Bazen hayal edip çekmek istediğiniz poz sizden uzakta olabilir, ya da çok ender görülen bir kuş türünü karşı taraflarda fark edebilirsiniz.
Bu gibi durumlarda odak uzaklığı 400mm. ve üzerinde olan objektifler, uzak mesafeden kuşları fotoğraflamamıza yardımcı olur. Ancak süper tele objektifler kullanma alışkanlığı gerektiren ve bunun aksi olursa kullanıcı kaynaklı hataları çok gösteren objektiflerdir. Tripod üzerinde kullanılsa bile bu objektiflerde en yaygın oluşan hata titreme sonucu oluşan netsizliktir. Bu yüzden fotoğrafımızı çekerken perde hızına daima dikkat etmeliyiz ve gerekli olduğunda yüksek ASA ayarlarını kullanmaktan kaçınmamalıyız. Kuşa yaklaştığımızda ise düşük mesafe ve yüksek odak uzaklığı nedeni ile alan derinliğinin çok azalması, objeyi netlediğimiz yerdeki küçük bir kaymanın fotoğrafımızın kullanılmaz hale gelmesine sebep olur. Sonuç olarak elimizde kuyruğu net ama kafası net olmayan bir kuşun fotoğrafı kalır. Bu yüzden bu türde olan objektiflerle fotoğraf çekerken bu faktörleri göz önünde bulundurmalıyız.
Telefoto Lens
3. Flaş:
Flaşlar doğa fotoğrafı çekenlerin “standart” olmazsa olmaz ekipmanları arasına girmiştir. Çektiğimiz konu “kuşlar” olunca, bazı zorunlu durumlar kaçınılma hale gelir. Kuşlar konum olarak çoğunlukla sizden yukarıdadırlar, bir ağacın dalları arasında bulunan kuşların arka fonu genellikle parlak veya daha da kötüsü belkide bembeyaz bulutlu olan bir gökyüzüdür. Bu elde olmayan pozisyonun doğal sonucu, kuşun bulunduğu pozisyonun gölge, arka planın da aşırı aydınlık olmasıdır. Flaşlar bu gibi durumlarda fotoğrafçının en büyük yardımcısıdır. Flaşın doğru olarak kullanılması, çektiğimiz bir çok fotoğrafın “çok iyi çekilmiş fotoğraf” kategorisinde kullanılmasına olanak sağlayacaktır.
Fakat flaşların fotoğraf makinasının perde hızını “flaş’ın uyum hızı”na ayarlamak gibi özelliği vardır ve fazla ışıkta makinanın perde hızı yüksek olduğu için flaşın bu hız uyumu düşük kalabilir. Bu sebeple buradaki flaş kullanımı tecrübe ve aşırı dikkat isteyen bir durumdur.
Flaş Uzatma (flaş extenders)
-Konik Flaş uzatmaları (flaş extenders):
Kuş fotoğrafı çekenlerin büyük çoğunluğu objektif odak uzaklığı 300mm. ve üzerinde olan “süper tele” objektifleri kullanırlar. Ancak kullanacağımız flaşlar bu kadar büyük olan odak uzaklıklarında kullanılmak için dizayn edilmemişlerdir. Onun için normal olarak kullanacağımız flaşın ışığı dağılarak çekmek istediğimiz kuşa ulaştığında gücü çok azalmış olacaktır. Bunu önlemek için flaşın önüne, deniz fenerlerinde kullanılan “fresnel merceği” olarak adlandırılan ve flaş ışığını toplayarak istenen noktaya güçlü bir şekilde gönderen “konik uzatmalar” kullanılır. Bu aparatlar sayesinde flaş ışığı dağılmaz ve odaklanarak 20m. gibi uzun mesafelerde dahi etkili olurlar.
4. Monopod:
Arazide hem gezip hem de kuş fotoğrafı çekimi bazı durumlarda Tripod taşımayı zahmetli ve çok yorucu hale getirebilir. Bu gibi durumlarda Tripod yerine bir Monopod bulundurmak hem hafifliği ile hem de pratik ve etkin kullanımıyla fotoğraf çekimlerinde titremeyle kaybedeceğimiz netlik kaybının önüne geçecektir.
Monopod
5. Kamuflaj:
Kuşlara yaklaşıp kuş fotoğrafı çekimi yapmanın farklı ve en yaygın kullanılan yoludur. Fotoğraf çeken kişi üzerine örttüğü veya oluşturduğu bir kamuflaj ağın altında sabırla bekler ve kuşların kendini fark etmeden yaklaşmasını sağlar. Eğer bu bekleyiş doğru yerdeyse bunun ödülü büyük olabilir. Bu tekniği daha iyi kullanarak kuşların çok daha yakınına yaklaşabilir, hatta makro objektiflerle bile kuş fotoğrafları çekebiliriz.
Kamuflaj
Hoşçakalın …
Fethiye Saklıkent Kanyonu
/in Gezi/tarafından Bülent ErdalMuğla ‘nın Fethiye ilçesine 50Km. uzaklıkta olan Saklıkent Kanyonu Antalya karayolu üzerinde bulunmakta olup bir doğa harikasıdır. Saklıkent Kanyonu 4. Jeolojik zamanda meydana gelen depremler sonucunda jeolojik yapının karstik orjinli olması ve Fethiye ile Kaş ilçesi arasındaki sınırı oluşturan Karaçay Nehrinin ve binlerce yıl boyunca Beydağlarından gelen akarsuların kayaları aşındırması sonucu oluşmuş tüm güzelliği ve görkemi ile bugünkü şeklini almıştır.
Fethiye Saklıkent Kanyonu
Saklıkent Kanyonu bir rivayete göre 25 yıl önce bir çoban tarafından bulunmuş, yöreyi Çevre ve Orman Bakanlığı, Saklıkent milli parkı olarak ilan etmiştir. Tahta köprüler üzerinde yürüyerek su kaynağının olduğu yere varılabilmektedir. Havanın en yüksek sıcaklıkta olduğunda bile vücudun soğukluğuna dayanamayacağı bir derecede akan su aynı zamanda içilebilecek kalitededir.
Fethiye Saklıkent
Yürüyüş parkurunun ilerleyen kısımları daha tehlikeli olup, yer yer derin çukurlar ve şelaleler karşınıza çıkarak harika görüntüler oluşturur. Bu yürüyüşlerde özel olarak üretilen plastik ayakkabılar giyilerek parkurun hem kolay hem de zevkle tamamlanması mümkün olmaktadır. Kanyondaki nehrin dış kısmında killi toprak, özellikle kozmetik sektöründe kullanılıp, güzellik iksiri olarak Dünyanın bir çok yerinden ilgi görmektedir.
Saklıkent Çamur Banyosu
Bu doğa harikası Saklıkent Kanyonu ‘na nasıl gidilir; Fethiye’den kalkan dolmuşlarla 1 Saat içinde ulaşabilirsiniz. Ayrıca araç kiralayabilir yada turlarla ulaşımı sağlayabilirsiniz. Bölgeye ulaştıktan sonra nehrin kenarında kurulmuş mekanlarda o muhteşem doğanın içinde yemeğiniz ide yiyebilirsiniz.
Hoşçakalın …
Mersin Silifke Cennet ve Cehennem Mağaraları
/in Gezi/tarafından Bülent ErdalMersin Silifke Karayolu üzerinde Mersin’in Silifke ilçesine 21 Km. uzaklıkta Narlıkuyu ilçesi yakınlarında bulunan Cennet ve Cehennem mağaraları, yer altı deresinin binlerce yıl kireç tabaklarını eritmesi sonucu yol açtığı erozyon ve tavanında çökmesi ile meydana gelmiş olan çökükler (obruklardır). Tamamen doğal yollarla oluşmuş Tarihi, Mitolojik ve Turistik mağaralardır. Obruğun taban kısımlarında, tavanın çökmesi sonucu büyük bloklara ve kütlelere rastlanmaktadır. Cennet ve Cehennem tezat şekiller oluştuğu için yerli halk tarafından bu isimler verilmiştir.
Cennet
Cehennem
Cennet Cehennem Çukurları
Cennet çukuru 70M. Derinliğinde olup, 452 basamaktan oluşan merdiven ile içine kadar inile bilmektedir. Merdivenlerin sonunda ise mağara girişinde Meryem Ana Kilise‘si ve uzunluğu 200M. derinliği ise 135 M. olan Typhon mağara’sı karşımıza çıkmaktadır, çok soğuk olan mağara ve içindeki akarsuda yer altından denize kadar ulaşmaktadır. Kilisenin içindeki freskler ve kapının üzerindeki kitabe, yapının M.S. 5. yüzyılda Paulus tarafından yapıldığını gösteriyor. Mağara içinde bulunan sarkıt, dikit ve sütunlar ‘da görülmeye değerdir.
Cennet / Meryem Ana kilisesi
Meryem Ana Kilisesi
Cehennem çukuru ise yine cennet çukurunun çöktüğü gibi oluşmuştur. Derinliği 128M olup ağız çapı ise 50M. ve 75M. dir. Mağaranın içine inmek ise mümkün değildir. Mitolojiye göre Zeus alevler içindeki 100 başlı Ejderhayı burada bir kavgada yendikten sonra, onu sonsuza kadar kapatmadan önce bu cehennem çukuruna hapsetmiştir.
Cennet Çukuru
Cennet ve Cehennem ‘e nasıl gidilir:
Cennet Cehennem mağaraları, Silifkede 22Km. Mersin Kızkalesi ’nden 7Km. uzaklıkta bulunmaktadır. Silifke Mersin karayolunun 20Km. sinden ayrılarak 2Km. dağ yolu ile ulaşılmaktadır.
Bu dağ yolu üzerinde, yol boyunca birçok lokanta ve girişteki kafeler’de karnınızı doyurabilirsiniz, ayrıca Narlıkuyu balıkçı lokantaları ile ünlüdür.
Narlıkuyu ve Kızkalesi bu yörenin en önemli turistik ve popüler yerleridir ayrıca Narlıkuyu astım mağaraları ile de ünlüdür, buralarda konaklamak için Pansiyon’dan Otellere kadar seçenekler mevcuttur.
Silifke
Kızkalesi
Bölgede konaklıyabileceğiniz güzel Hotel’lerden biri
Hoşçakalın …
Emirgan Korusu Lale Festivali
/in Gezi/tarafından Bülent ErdalEmirgan Korusu, İstanbul’un Sarıyer ilçesi’ne bağlı Boğaz’ın kıyısında İstinye ile Emirgan semtleri arasında yer alan tarihi bir koru dur. İstanbul Boğazı manzarasına hakim 47.2 hektarlık Ağaçlık bir alanda yamaçlar ve sırtlar üstüne yayılmıştır. Çevresi ise yüksek duvarlarla çevrilmiştir.
Emirgan Korusu Biyolojik Gölet
Emirgan Korusu
Emirgan Korusu
Lale Deresi
Emirgan Korusu, Osmanlı padişahı 4.Murad tarafından 17. yüzyılda İranlı Emir Güne Han‘a hediye edilmiştir. Daha önceleri Feridun Bahçeleri olarak anılan bölge bu olaydan sonra Emirgan Korusu olarak anılıp günümüze kadarda böyle gelmiştir. Daha sonraki Yüzyıllar ’da pek çok kez el değiştiren Emirgan Korusu, Osmanlı Padişahı Abdülaziz tarafından 19. yüzyılda Mısır Hıdivi İsmail Paşa‘ya verilmiştir. 1871-1878 yılları arasında Emirgan Korusu içine 3 adet köşk yaptırılmıştır. Günümüze kadar bütün güzelliği ile ulaşan bu köşkler Sarı Köşk, Pembe Köşk ve Beyaz Köşk lerdir.
Sarı Köşk
Beyaz Köşk
Emirgan Korusu 1940 yılında dönemin İstanbul belediye başkanı Lütfi Kırdar‘ın girişimleriyle kamulaştırılıp park olarak düzenlenip halkın hizmetine açılmıştır.
Emirgan Korusu’nda 2006 yılından itibaren her yıl Nisan ayı içinde muhteşem görsellik ve güzellikte muhakkak görülmeye değer Lale Festivali düzenlenmektedir.
Yaklaşık 20 milyon lale’nin ekildiği İstanbul kentinde Emirgan korusu‘nda onlarca türden, yüz binlerce lale muhteşem görsellikler arz etmektedir.
Emirgan Korusu
Emirgan Korusu
Lalelerden Nazar Boncuğu
Emirgan Korusu ‘na Nasıl Gidilir?
Emirgan Korusu ‘na toplu taşım araçları ile ulaşmak için İ.E.T.T. ‘nin sahil yolundan Sarıyer’e giden bütün otobüslerini kullanabilirsiniz. Emirgan durağında indikten sonra 5 dakikalık bir yürüyüşün ardından koruya ulaşabilirsiniz.
Anadolu yakasından gelecekler Kadıköy’den vapurla, Üsküdar’dan ise motor veya vapurla Beşiktaş’a geçip Beşiktaş – Ortaköy yolundan Sarıyer yönüne giden herhangi bir otobüs ile Koruya ulaşabilirler.
Emirgan Korusu Tel: 0212 277 57 82
Hoşçakalın …
360 Derece Sanal Tur
EMİRGAN KORUSU 360 Derece Sanal Tur ile gezmek için lütfen tıklayın!
…………
“Galeriyi tam ekran görüntülemek için açılan pencerede üzerine çift tıklamanız yeterli olacaktır…”
Türkiyenin En Güzel Koyları
/in Gezi/tarafından Bülent ErdalEn Güzel Koylar
Üç bir tarafı denizlerle çevrili Türkiye’mizin kıyıları boyunca irili ufaklı sayısız koylarla dolu olduğunu görürüz
Türkiye’nin En Güzel Koyları Seçilen koyların en belirgin özelliği, çevresinde çok fazla yerleşim bulunmaması dolayısıyla sakin ve temiz olmaları. Günümüzde hala bir çok kişi tarafından ‘‘keşfedilmemiş” birer doğa harikası olan noktalar var. Bunların ise pek çoğu Datça, Gökova, ve Fethiye çevrelerinde bulunuyor. Bu gizli cennetler keşfedilmeyi ve mavi yolculuğu sevenleri ağırlıyor.
ÇATI KOYLARI
Sadece denizden ulaşılıyor
Gökova Körfezi Bördübed Limanının içinde bir “S” çizen Küçük ve Büyük Çatı koyları muhteşem birer doğal liman. Bu koylara karadan ulaşılamaması, koyların doğal şekli ile korunmasını da sağlıyor. Koylar aynı anda sadece 1-2 tekne alabiliyor. Koyların çevresinde ise çam ve günlük ağaçlarıyla kaplı muhteşem yürüyüş alanları var, ancak karadan ulaşım olmadığı için konaklama tesisi bulunmuyor. Rüzgar almadığı için deniz mavi bir çarşaf gibi. Datça ve Marmaris arasındaki Amazon Mevkii’ne dört kilometre mesafede.
Büyük Çatı Koyu
DATÇA / Çatı Koyları
BADEMLİ KOYU
Balık ve Zeytini çok lezzetli
İzmir’in Dikili ilçesine 10 kilometre uzaklıkta bulunan Bademli, yeşillikler arasında, doğal ve gizli bir liman. Limanın hemen önünde bulunan adaların arasında hava şartları elverişli olursa turkuvaz renkli sularda yüzmek büyük bir zevk veriyor insana. Çevresi ise zeytin ağaçlarıyla kaplı olan Bademli‘de denizin kenarında termal özellikli su da mevcut. Bademli Limanı’nda çok lezzetli levrek ve ahtapot’ta yiyebilirsiniz. Koyun karşısında yer alan Kalemli ve Garip Adaları da mutlaka görülmesi gereken yerler arasında. Zeytinin ve zeytinyağının o güzelim tadına bakmayı, evinize götürmek için de satın almayı ihmal etmeyin. Dikili İlçesi’nde otel veya pansiyonlarda konaklamak mümkün.
DİKİLİ /Bademli Koyu
Bademli Koyu
OKLUK KOYU
Turgut Özal’ın meşhur ettiği koy;
Türkiye’nin En Güzel Koyları içinde Gökova’nın Değirmen Bükü içinde yer alan Okluk koyu, inci koy diye de tarif edilir, yürüyüş alanları ve doğası ile çok güzel bir koy. Okluk Koyu, Turgut Özal‘ın en sevdiği yerlerden biri olduğu için o dönemler çok popülerdi.
Buranın tadını genellikle mavi yolculuğu sevenler çıkarıyor, ünlü denizci Sadun Boro ‘da Okluk koyu‘na aşık olup sık sık uğradığı yer, buradaki 8 numaralı çam ağacını’da koruması altına almış olduğu için, bu çama onun saygın anısına Sadun Boro‘nun çamı deniliyor. Koyun çevresinden taze hormonsuz meyve ve sebze satın alma imkanınız olup, koyda iki iskele ve lokantada mevcut.
Okluk koyuna karadan ulaşabilmek için Muğla-Marmaris Kara yolu üzerinden Karaca Söğüt’e dönmeniz gerekiyor, buradan köy ise dört kilometre uzaklıkta.
Okluk Koyu
Okluk Koyu
Sadun Boro Deniz Kızı heykeli
YEDİ ADALAR
Su sporları için ideal ve çok elverişli
Bu doğadaki her yer gibi doğal güzelliğiyle ünlü ve mercan kayaları ile çevrili olan Yedi Adalar, Gökova‘ya tekne ile yapılan mavi yolculukların en güzel uğrak noktalarından biri. Yazın meltem rüzgarını alıp Çam ormanlarıyla çevrili. Yürüyüş yapabilir, yüzüp dalabilir ayrıca yelken sporları içinde çok müsait. Amazon Mevkii’ne 10 kilometre uzaklıkta olup Çatı koyundan buraya ulaşabilirsiniz. Tuzla Koyu’ndan gelirken ise, Hırsız Koyu, Teke Burnu ve Teke Koyu’nu geçtikten sonra Yedi Adalar’a ulaşılıyor. Konaklama tesisi ise maalesef yok.
Yedi Adalar
BALIKAŞIRAN
Ege ve Akdeniz’in buluştuğu yer
Marmaris–Datça yolu 26. kilometredeki Hisarönü Körfezi içinde yer alan Balıkaşıran‘da Akdeniz ve Ege birbirine çok yaklaşır hatta Ege ve Akdenizi seyrederek koya girersiniz. Balıkaşıran, en güzel 10 koy listesi içinde yer alan Bencik Koyu’na da çok yakın mesafede. Balıkaşıran isminin hikayesi ise, bir rivayete göre, buranın Ege ile Akdeniz‘i birleştirmesinden dolayı güya bu noktada, Ege denizinden tutulan bir balık canlı halde Akdeniz’e bırakılabilirmiş. Bir başka rivayete göre ise de Balıkaşıran’ı aşan kişi, buralara aşık olup bir daha geri dönmek istemezmiş. Balıkaşıran Koyu’nda da konaklama imkanı maalesef yok. Minibüs ile ulaşmak mümkün.
Balıkaşıran Koyu
BENCİK KOYU
Sert esen rüzgârlara kapalı olan koy
Datça ile Marmaris’i birbirinden ayıran, Datça Yarımadası’nın en ince noktasında bulunan Bencik Koyu nun tam ortasında kayalık olan Dişlice Adası yer almaktadır. Yaklaşık yarım saatlik bir yürüyüş ile yarımadanın diğer tarafında bulunan Bördübet Koyu’na geçmek mümkündür.
MÖ 540 yıllarında Persler Ege kıyılarını işgal ederken buralara kadar gelmişlerdir. Herodot kitabelerde Bencik Koyu‘ndan bahseder. Burası ayrıca Datça ile Marmaris’e gelen yatların en çok tercih ettiği koylardan birisidir. Sert esen rüzgarlara kapalı olan koyda meltem rüzgarı ile serinlemek ise çok keyif verici. Datça‘dan minibüsler ile ulaşabileceğiniz Bencik Koyu‘nda sadece bir kamu kurumuna ait dinlenme tesisi bulunuyor. Burada’da konaklama imkanı yok.
Bencik Koyu
TURUNÇPINARI KOYU
MUĞLA / Fethiye’nin Oyuktepe Koylarından biri olan Turunçpınarı, Kalemya Koyu’nun batısında Turunç Koyu‘ndan denize doğru dik inen yüksek tepelerin arasında büyük bir vadinin altında; çam, sandal, defne, pıynar, zeytin ağaçları ile örtülü olup, doğal ve otantik bir atmosfere sahip bulunuyor. Kara bölümü çam ormanlarıyla kaplı olan koyda kaynak suyu çıkıyor. Bol miktarda hormonsuz ve taze meyve, sebze bulabileceğiniz koy, odun ekmeği ile de çok ünlü, Turunçpınarı ilginç kılan özelliklerden bir diğeri de Osman’ın Lokantası; 24 yıldır koyda hizmet veren lokantada yaz-kış o güzelim lezzetli deniz ürünlerini tadabilirsiniz. Turunçpınarı‘na karadan’da ulaşmak mümkün.
Lokasyon:Dünyaca ünlü Göcek Limanına 12 Km. Fethiye limanına 6,5 Km. Hillside Beach Club tatil köyüne ise 500 Metre mesafede bulunmaktadır.
Turunçpınarı Koyu
TORBA KOYU
Eğlence ve Gece hayatına yakın olmak isteyenlerin tercihi
Bodrum Yarımadası’nda merkeze 6 Km. uzaklıkta olan çam ağaçlarının sahile kadar uzandığı, Torba Koyu son dönemlerde yangınlardan çok hasar görse de hâlâ yeşilliğini koruyor. Sert rüzgârlara karşı korumalı bir koy. Son yıllarda iyice keşfedilip yerleşim olarak yoğunluk arttı. Ama koy buna rağmen yine de temizliğini koruyabildi. Manastır kalıntıları Antik kaya mezarları ile tarihi açıdan da öneme sahip. Torba ‘da pek çok otel ve pansiyon bulmak mümkün.
Torba Koyu
GİDEROS KOYU
Yatçılar elbet bir gün keşfedecek
Batı Karadeniz‘in doğa harikası en güzel koylarından biri olan Gideros Koyu, Amasra – Cide Sahil Yolu ve Kastamonu il sınırları içinde. Çevresi yemyeşil dik dağlarla çevrili kestane, kayın, meşe, çam ve şimşir ağaçlarıyla çevrili olan koy sakin suları ile de bir gölü andırıyor. Gideros‘a tekne ile gidildiği gibi kara yoluyla da ulaşmak mümkün. Kalafat Köyü’nün bir parçası olan Gideros Koyu yatlar ve tekneler içinde demirlemeye müsait. Karadan doğrudan gelmek isteyenler Bolu ile Gerede arasında Yeni Çağ yolundan Devrek-Bartın yolunu kullanarak, ayrıca Amasra Sinop sahil yolunun ’da üstünde. Toplu ulaşım ise yok. Genellikle yerli turistlerin tercih ettiği Gideros’ta uzun süre tatil yapmak isteyenler 12 kilometre uzaklıktaki Cide’de konaklıyor.
Gideros Koyu
KÜÇÜK KARGI
Doğal bir akvaryum
Muğla Karayolu üzerinde ve Fethiye’ye 3 km. uzaklıkta bulunan, Günlük ağaçlarıyla çevrili Küçük Kargı Koyu, Katrancı Adası’nın kuzeyinde yer alır. Ender bulunan günlük (Sığla) ağaçları etrafa güzel bir koku yayar. Yoğun gölgesi olan ağaçlar aynı zamanda koyu da serinletmekte. Doğal bir akvaryumu andıran Küçük Kargı koyunun ağzı lodosa bakıp meltem rüzgarlarına da açıktır. Dalmayı sevenlerin de gözdesi olan koy, piknikçi ve kampçılarında tercih ettiği her türlü ihtiyacın karşılanabildiği yerlerin başında gelmektedir. Tekneler için Plaj önünde, 8-12 metre kum olan zemine demir atıp, alargada kalınabilir. Fethiye‘den ulaşım olup Fethiye 18 km, Göcek 8 km, Dalaman Uluslararası Havaalanı ise 38 km mesafededir.. Bölge yaz aylarında yerli turistlerin uğrak yeri durumunda.
Küçük Kargı Orman KampıTlf: 0252 623 90 86
Küçük Kargı Koyu
Küçük Kargı Koyu
Hoşçakalın …