Toroslar / Toros Dağları / Yörükler
Toros dağları (Kuzey Anadolu dağ silsilesi) 3. jeolojik dönemde Alpin Orojenesi ile oluşmuş, II. jeolojik dönem boyunca ise Tetis Okyanusu ‘nun taban bölgesindeki arazi, tortul maddelerle dolmuştur.
Tetis Okyanusundaki taban dolumu karada oluşan dış kuvvetlerin (rüzgar, buzul, akarsu, dalga ve deniz akıntıları) taşıdığı malzemelerin birikimiyle başlamıştır. Deniz tabanında biriken bu taşınmış malzemeler üstten gelen basınçla tortul taşlara dönüşmüş, Arap ve Afrika Levhasının kuzeye doğru oluşan hareketi ise bu alana basınç uygulamıştır. Bu hareket sonucunda yan basınca uğrayan tabakalar “sert ise kırılır” (kırık dağları oluşturur, Horst-Graben), daha yumuşak olan tabakalar ise ”kıvrılır”.
Kıtanın kuzeye doğru oluşan hareketi ile Afrika ve Arap levhaları Tetis Okyanusu‘nun tabanındaki yumuşak olan tortul tabakaları kıvırarak yükseltmesiyle, bu alanda Alpin kuşağının bir parçası olan Toros Dağlarını oluşturmuştur. Arap levhasının daha hızlı hareket ettiği Güneydoğu Torosları ise daha dış bükey hale gelmiştir.
Toros Dağları Muğla, Antalya, Mersin, Adana, Hatay, Antep, Urfa, Mardin, Şırnak ve Hakkari’nin kuzeyi, Denizli, Burdur, Isparta, Konya, Karaman, Niğde, Kayseri, Maraş, Adıyaman, Diyarbakır, Batman, Siirt ve Van’ın güneyi
Memleketin 23 İl’inin ya altında, ya üstünde, ya da tam ortasında onlarca medeniyetin beşiği olmuş, yüzlerce ırmak, bir o kadar göl, sayısız antik kent, binlerce kilometre yol ayrıca binlerce de sapak.
Batı Toroslar:
- Akdağlar, Bey Dağları, Katrancık Dağı, Geyik Dağları
Orta Toroslar :
- Akçalı Dağları, Bolkar Dağları, Aladağlar, Tahtalı Dağları
Güneydoğu Toroslar:
- Nurhak Dağları, Malatya Dağları, Maden Dağları, Genç Dağları, Bitlis Dağları
olarak üç bölüme ayrılır.
Türkiye’nin batısında Antalya’dan, daha doğrusu Fethiye’den başlayıp doğuda Suriye, hatta Irak sınırına kadar uzayan Toros Sıradağlarının boyu kuş uçuşu yaklaşık 2.200 km. eni ise bazı yerlerde 70 km. iken bazı yerlerde 200 km. yi buluyor. Aslında bir terim hatası yapıyorum sanırım harita üzerinde iki boyutlu bakınca ilk tanımımız doğru, ama işin içine girince üçüncü bir boyutu daha var. ki asıl bu üçüncü boyutu “Üst boyut” olarak adlandırmak gerekiyor. Evet işin içinde birde yükseklik var, işte asıl cezbedici olan da bu boyut.
Bitmez tükenmez yollarında motorsikletimizi süreceğimiz Toroslarda ortalama yükseklik 2000 metrenin üzerinde. En yüksek zirve Aladağlarda bulunan 3750 metrelik Demirkazık. Aşağıdaki fotoğrafta Demirkazık zirvesi civarında 3000 metre irtifada çekildi. Batı Torosların diğer en yüksek zirvesi ise Elmalı yöresinde bulunan 3071 metre ile Kızlarsivrisi.
Bu yazımızda sizlere Batı Torosların başından sonuna dek bizim yaptığımız gibi her dakikası kendi maceranız olabilecek yolculuklara; dağ bisikleti, motosiklet, dört çeker bir araç ve hatta gözden çıkardığınız bir otomobille çıkabileceğiniz, bazen Likyalıların, bazen Romalılar, bazen de Perslerin olsa da günümüzde var olan Yörükler in izinde yükseklere çıkacaksınız. Toros Sıra Dağları yaz kış karla kaplı zirveleri, coşkun akan ırmakları, sarp kayalıkları, dünyada eşi benzeri olmayan sedir ormanlarıyla, yolculuğunuzun her anında insanı şaşırtan muhteşem bir coğrafyaya doyamayacaksınız.
Saklıkent civarındaki yaylalarda konaklıyan Akçaimamlar ve Karakeçili Yörükler inin mekanları. Elmalı tarafında İmecik, Gilevgi, Avdan gibi yaylalarda ise Karahacılı, Hacıkaralı, Saçıkaralı, Yeniosmanlı, Töngüşlü Yörükler inin konakladığı yaylalar.
Bu muhteşem coğrafya da motosikletimizin tekerleğinin değdiği yaklaşık on beş bin kilometre yolu katedip, konaklama yerlerini, su kaynaklarını, yolları, kavşakları, gps koordinatları dahil herşeyi Kitabımızda detaylı olarak sizler için paylaştık. Kitabı Satın Almak İçin “TIKLAYIN”
“Bu Blog yazımızda ise kısada olsa gezimizi sizlerle ayrıca paylaşmaya çalışacağız. Paylaşımın amacı sadece böyle güzel bir başlangıca sizleri teşvik edebilmek”
Anamas Dağları:
Buradaki geçit Anamas Dağlarında yaklaşık 2300 metre yüksekliğinde bir dağı aşarak köprülü kanyon ile Beyşehir Gölü’nü birbirine bağlıyor, ya da en azından biz öyle tahmin ediyoruz.
Seyahat ettiğimiz güzergahı alternatif yollarla aşmayı düşündük fakat geçide çok az bir mesafe kalmasına rağmen ne yazık ki kar nedeniyle aşamadık. Hal böyle olunca mecburen Anamas dağlarının etrafından dolaştık.
Bu gezide toplam 561 km.’yi 25 saatte aşmışız.Bu 25 saatin 12 saati hareket halinde geçmiş. Kısaca birinci gün 13 saat ve ikinci gün 12 saat motorun üzerindeydik.Bu arada Murtiçi Kepez Köyü’nden Oymapınar barajına yaptığımız 18 kilometrelik dağ ve kanyon geçişi belki de bugüne kadar gördüğüm en kırıcı ve yorucu etaplardan birisiydi.18 kilometrelik yolu tam 2 saat 20 dakikada geçtik.
Vali Çeşmesin’de barbeküler hazır. Çadırları buraya kuralım diyoruz ama şu anda sıcaklık 5 derece, akşam kesin sıfırın altına düşecek. Yemiyor tabii.
Eğrigöl :
Buraları bir başka tarifle anlatırsak Anadolu’nun güneyi, Akdeniz’in kuzeyi, Ege’nin doğusu. yine diğer bir tarifle Kilikya’nın batısı, Likya’nın doğusu, Pamfilya’nın kuzeyi. Gidecek olduğumuz platoya bizim bildiğimiz ve çıktığımız en az 6-7 farklı rota var, yine en az 8-9 rotadan inmek mümkün. Adı da çokça bu platonun, yörede Taşeli yada Geyik Platosu, Yedi Kaza Yaylaları da denir, … Söyledik ya… adı da tarifi de çok buraların, biz Taşeli Platosu adını tercih ettik. Taşeli Platosu, Geyik Dağları’nın ortasında bir çok vadi ve geniş yaylalar dan oluşur.
Plato öyle bir seferde hop diye gezilecek bir plato değil, doğudan batıya kuş uçuşu 50km., kuzeyden güneye ise en az 40-55km. Ama sakın ola ki bu dağlarda kuş uçuşu mesafelere aldanmayın. Bazen kuş uçuşu iki üç kilometrelik bir mesafeyi katetmek için 40-50 kilometre yol yaptığınız olur. Platonun hemen hemen ortasına düşen yaklaşık olarak 2300 metre yükseklikte Eğrigöl adı verilen nefis bir göl var, bazı haritalarda Eğil Gölü diyede geçer.
Göl Antalya’nın Gündoğmuş İlçesi’nin yaklaşık 40 km. kadar kuzey batısındadır. İster dört çeker bir araç, ister bir otomobil, ister bizimki gibi motosiklet, veya belli bir yere kadar taşıyabileceğiniz bisikletinizle çıkın, ama her halükarda çadırınızı yanınıza almayı ihmal etmeyin. Bizler kaplumbağa misali çadırsız çıkmıyoruz hiçbir yere. Bazen öyle muhteşem bir yere geleceksiniz ki, o güzellikten ayrılmak istemeyecek ve hemen oraya çadırınızı kuracaksınız. Sabahın ilk ışıkları ile bol ve temiz oksijen sakin çevrede yapılan yürüyüşün tadını başka hiçbir yerde bulamazsınız. Hele hele mevsim ilk bahar ayları ise doyamazsınız çevrenin size sunduğu güzelliklere. Gerçi her mevsimin kendisine has güzellikleri vardır ya…
İlk çıktığınız seferde ayağınızın alışması babında Antalya’nın Akseki ilçe merkezinden geçen rotadan gidelim çünkü bu rotada sürüş nispeten daha kolay. Akseki merkezden girip Konya-Alanya Yolu’na devam ediyoruz, yol bir yerde çatallaşıp ikiye ayrılıyor, burada asfalt yola değil sağdaki toprak yola sapıyoruz. Şayet takılırsanız yolun yanından geçtiği şehir çöplüğünü sorun.
Söylediğimiz gibi nispeten sürüş rahat olmakla beraber başlarda zemin biraz gevşek sayılabilir. Bu güzergah üzerinde yaklaşık 2000M. irtifada İlvat Gölü yolda giderken hiç ummadığınız bir anda sol tarafımızda önümüze çıkıveriyor. Özellikle bahar ve yaz başında buraları nefistir.
İlvat Gölü’nden Eğrigöl’e giderken yol üstünde Duruca Gölü, Küllü Göl gibi irili ufaklı 3-4 göl bize eşlik ediyor, ayrıca sürekli de 2000 metrenin üzerindeyiz bu yörede. İlvat Gölü’nü geçtikten yaklaşık 8-9 km. sonra yol ‘’T’’ yapacak şekilde başka yolla birleşiyor, buradan sağa dönerek yolumuza devam edip 11-12 km. sonra ise yine başka bir ‘’T’’ yol karşımıza çıkıyor, işte bu noktadan sola devam edip 7 km. sonra Eğrigöl’e ulaşıyoruz.
Geyik Dağı sırası genelde Batı ve Orta Torosların genel coğrafi yapısından daha farklı bir özellik taşır hatta Geyik Dağı‘nın bitki örtüsü bile farklıdır. Sıra dağa adını veren 2877 metrelik görkemli Geyik dağı gölün güneybatı tarafında yükselip, çölün ortasındaki bir vahadan da farksızdır bölge. Eğrigöl’ün kuzeyinde 2531 metrelik Karadağ, güneyinde 2400 metrelik Küçük Geyik Dağı, ve kuzeybatısında 2408 metrelik Tanrı Dağı bulunur. Buralara baharda veya haziran ortasından sonra gidilmeli. Tavşanları kovalayıp Yılkı Atları ile koşarsınız. Fakat tilkileri beslemeyin! hazır beslenmeye alışmasınlar, Suyundan da bol bol için, Eğer bal bulursanız düşünmeden hemen alın!
Hoşçakalın…
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!